Hz. Adem ve Hz. Havva Rablerine şöyle yalvarmışlardı: “Rabbimiz! Biz kendi kendimize zulmetmişiz, eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan kesinlikle kaybedenlerden oluruz.”(A’râf, 23)
Hz. Nuh Rabbine şöyle seslendi: “Ben artık bittim şimdi Sena artık yardım et.” (Kamer, 10)
Hz. İbrahim demişti: “Rabbim! Bu şehri (Mekke’yi) güvenli kıl, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut.”(İbrahim, 35)
Hz. Musa dedi ki: “Rabbim! Gönlüme ferahlık ver, işimi bana kolaylaştır. Dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” (Tâhâ- 25-28).
“Eyyüb’u da hatırla. Hani o, Rabbine: Şüphesiz ben derde düştüm. Sen ise merhametlilerin en merhametlisisin diye niyaz etmişti.” (Enbiya, 83)
“Zekeriya’yı da hatırla. Hani o, Rabbine: Rabbim! Beni tek başına bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın diye dua etmişti.”(Enbiya, 89)
“Lût: Rabbim! Şu bozguncu kavme karşı bana yardım et, dedi.”(Ankebut, 30)
“Süleyman: “Ey Rabbim! Beni, bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağı salih ameller işlemeye sevket ve rahmetinle Salih kulların arasına kat, dedi.”(Neml, 19)
“Zünnûn (Yûnus) karanlıklar içinde: senden başka hiçbir ilah yoktur. Seni noksanlıklardan tenzih ederim. Ben gerçekten nefsine zulmedenlerden oldum, diye dua etti.”(Enbiya, 87)
Hz. Muhammed’in (sav) dualarını burada sayıp dökmek mümkün değildir. Zira onun hayatı baştan sonda duadır. Yatağa uzandığında, eve girerken, evden çıkarken, elbise giyerken, hayvana binerken, çarşıya giderken, yerken, içerken, tuvalete girip çıkarken vs. Onun hayatında duasız bir an yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder